-
Gözden kaçırmayın

Tarımsal ürünlerin fiyatları, önümüzdeki dönemde geçmiş enflasyon oranları yerine hedeflenen enflasyon oranına göre belirlenmesi planlanıyor. Ancak son yıllarda tarım maliyetlerinin ciddi şekilde artması, devletin belirlediği taban fiyatların buğday, arpa, fındık ve çay gibi temel ürünlerde maliyetlerin altında kalmasına sebep oldu. Bu durum, yoksulluğun artmasına yol açıyor.
Ekonomik dengesizlikler ve yanlış politikalar da tarım sektörünün sorunlarını derinleştiriyor. 2021 yılının Eylül ayından itibaren uygulamada olan "faiz sebep, enflasyon sonuç" politikası, döviz kurunun ve enflasyonun yükselmesine neden olarak Türkiye ekonomisinin dengelerini bozdu. Hükümet, şimdi bu yanlış politikaların yol açtığı enflasyona karşı mücadele etmeye çalışıyor; ancak ait olduğu koşullarda bu çabanın başarılı olması zor görünüyor.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik ise giderek artıyor. En zengin yüzde 5’lik dilim, toplam gelirin %23,9'unu elde ederken, en düşük gelirli yüzde 5'lik kesim yalnızca %1'ini alıyor. Türkiye'deki en zengin %1 ise toplam servetin %40'ını kontrol ederken, geri kalan %99 yalnızca %60'ını paylaşıyor.
Küçük işletmeler ise bu zor dönemde büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Türkiye ekonomisi darboğazda, büyüme hızı yavaşlamış ve işsizlik oranları yükselmiştir. Küçük ölçekli işletmeler, esnaf ve KOBİ'ler iflas riskiyle karşı karşıyadır. Bu durum, yoksulluğun yaygınlaşmasına ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin daha da derinleşmesine sebep olmaktadır.
Mevcut ekonomik kriz, gelir dağılımındaki bozulma, artan işsizlik oranları ve büyüme hızındaki düşüş ile birlikte Türkiye'nin sosyal yapısını tehdit etmektedir. Toplumun bu sıkıntılara daha fazla dayanacak gücü kalmamış durumdadır.
Yorumlar
Yorum Yap